7 Haziran 2010 Pazartesi

Zindandan Seslenen Mısralar

Biliyorsun ki senin yokluğunda başladı tükenişim.
Eserdi bir zamanlar rüzgarıyla asil ruhun, varlığımın bakir topraklarında
Nefsim özlüyor, üzeri ayrılığın külleriyle örtülü o günleri.

Suskunluğu, içine yeis karışmış sularda yüzmesindendir ruhumun.
Eriyorum bir mum misali damla damla,
Nikahı hasretle kıyılmış gönlümün yalnız köşkünde.
İnci tanem, kelimelerde yeşerttim ben aşkımı
Nakşettim isminin her harfini gözyaşlarımla suladığım mısralara.

Zapt etti kalbimi ruhundan yüzüne akseden masum gülüşün.
İnfilak etmek ister yüreğim,
Nefesine hasret duyduğu o çaresiz anlarda.
Dışarıda hoyratça esen rüzgar uğultusuyla beni çağırıyor
Aşkımın, “senin” tek maddelik emrini fısıldıyor kulağıma,
“Nail olmak istiyorsan bana, şarttır biat etmen ruhuma.”
Işıltına muhtaç yaşayan kalbim cevabını harf harf işledi mısralara.
“Neticeyi değil sebebi gör” diye söylediğin günden beri
Düşüncelerinin istilasına uğradı zihnim.
Aklımı yavaş yavaş, esareti altına alıyor fikirlerin.

Özgürlüğünü senin saklı mabedinde, “zindanında” buldu ruhum.
Zindanda hürriyet olur mu diye soruyorlar bana
Gülüyorum sadece, bilmiyorlar ki burası benim mabedimdir.
Üstelik bu zifiri karanlık yer bütünüyle bana ait
Ruhum tek başına hükmetmenin mutluluğunu yaşıyor.
Ümitle “aşk dilinde” dua ediyorum senin varlığını hissedebilmek için.
Mil çekti gözlerime karanlık, ama önemli değil ki artık, hissediyorum sen yanımdasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder