7 Haziran 2010 Pazartesi

Naz Çiçeği

Doğruydu tüm yaptıklarım bakışlarının içinde yanarken. Kalbindeki o ışık hüzmesini gördüğüm andan beri gözlerimle sana ilerliyorum. Ben, ruhumla ve bakışlarımla sana akıyorum. Sessiz dokunuşlardayım, dudaklarımla yol alıyorum sana, yavaşça, usulca... Ben sende kenetleniyorum, ben sende kenetleniyorum, ruhum sesinde kayboluyor. Ben sesinde yer aldığımda hürriyetime kavuşuyorum, kelimeler yolunu buluyor, kelimeler adını buluyor sende. Mutluluk, mutluluk diyorlar, mutluluk sensin, mutluluk sana olan aşkımın bir halesi. Sessizce ilerliyorum, ilerliyorum sana. Bir kavuşmadır isteğim, gelişlerle ve gidişlerle var olan bir kavuşmadır isteğim. Evet, varlığım senin yokluğun ise benimdir sevgilim. Çünkü o yokluk aslında varlığımın bir yansımasıdır. Ben varlığınla yaşıyor, varlığınla bu hayata bakıyorum. Bir gün gelecek varlığım seninle birlikte toprağa karışacak ve o toprakta tekrar -bir çiçeğin varlığında- can bulacak. Sonra güz yağmurları yağacak, filizlenecek, büyüyecek, büyüyecek ve çok güzel kokan bir çiçek olarak açacak. Bu çiçeğin adı da “naz çiçeği” olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder