29 Ağustos 2009 Cumartesi

Ulak

ulak, yönetmenliğini ve senaristliğini çağan ırmak'ın yaptığı 25 ocak 2008 tarihinde gösterime girmiş olan fantastik/dram türünde bir türk sinema filmidir. filmin süresi 109 dakika olup yapımcılığını avşar film üstlenmiştir.

filmin oyuncu kadrosu

1. çetin tekindor
2. hümeyra
3. yetkin dikinciler
4. cemal hunal
5. ömer hüsnü turat
6. melis birkan
7. şerif sezer
8. feride çetin
9. atakan yağız
10. kaya akkaya

filmin konusu hakkında

ilk olarak filmin konusu hakkında birkaç kelam etmek gerekirse, eski bir hekim olan zekeriya köy köy dolaşıp çocuklara kendi masalını anlatmaktadır. masal ulak ibrahim'in kötülere verdiği ders üzerine kuruludur. aslında masaldaki kahraman ulak ibrahim zekeriya'nın öldürülen oğlu mehmet'tir. filmin konusuna biraz değindikten sonra şimdi filmin anlattıklarından biraz bahsedelim.

ulak zamansız ve mekânsız bir filmdir. film fantastik ve masalsı bir anlatımın getirdiği, hep bildiğimiz ama kaçındığımız acı gerçekleri yüzümüze bir tokat atarcasına sert ve kupkuru bir rüzgârla anlatıyor. film zaman ve mekân belirtmeden çok eski zamanları anlatırmış gibi yapsa da aslında yaşadığımız modern zamanların gerçeklerini anlatmaktadır. bu gerçekler hemen hemen hepimizin kaçındığı, korktuğu ve korkudan bir kenara sinip çekildiği olaylardır. hadi şimdi filmin bizlere o masalsı anlatımla göstermiş olduğu gerçeklere bir göz atalım.

hepimiz kötülerin yaptıklarından, kötü diye adlandırdığımız insanların zulümlerinden korkuyoruz. korkularımız bize göz göre göre bu zulümlere katlanmamıza sebep veriyor. her gün 3 maymun oyununu sahneye koyuyoruz ve bu oyunu çok da güzel oynuyoruz. bizi sıkıntıya sokacak bir olay mı var hemen ben görmedim, duymadım, bilmiyorum diyoruz. hatta artık 4 maymunu oynuyoruz görmedim, duymadım, bilmiyorum ve düşünmüyorum. hep aman bana bir zarar gelmesin de o zarar kime gelirse gelsin düşüncesindeyiz. zalim gözümüzün önünde zulmüne devam ederken biz bu bütün olanları görmezden geliyoruz sanki kör olmuşçasına. peki bu bütün olanları görmezden gelen, korkup sinen yani bizler kimiz aslında? biz dediğimiz insanlar topluluğu, ulak filminin her sahnesinde kıyasıya suçladığı bizler kimi zaman çocuğunu acımadan döven, işkence eden ailelerin yan komşusuyuz, kimi zaman tecavüz edilen kızını suçlayıp öldüren babaların akrabasıyız ve kimi zaman sokak ortasında kapkaç terörüne maruz kalıp yerde sürüklenen, yaralanan genç kızı görmemize rağmen yolumuza devam eden sıradan halkız. ne olursak olalım hepimiz kötülerin yaptıklarına boyun eğiyoruz, hepimiz korkudan yardım ihtiyacı duyan insanlara dahi yardım etmiyoruz. sanki üzerimize bir ölü toprağı serpilmişçesine, sanki hepimiz canlı bir hayaletmişçesine bu hayatta yokmuşuz, yaşamıyormuşuz gibi davranıyoruz. aslında yaşayan ölüler gibi davranan bizler kendimize bir soru sormamız gerekmez mi? tüm bu yaşananları görmezden gelmesek, yaşanan bu çirkin hadiselere müdahale etsek, zalimin zulmüne karşı çıksak neler değişir bu hayatta? aslında bu sorunun cevabı tek bir sihirli kelimede gizli o da "cesaret".

hepimiz kötü diye adlandırdığımız insanları gözümüzde büyütüyoruz, onlara hiç yenilmeyecek birer devmiş muamelesi yapıyoruz. aslında o kadar iyi biliyoruz ki o kötü dediğimiz insanların en ufak bir olayda kaçacak ilk kişiler olacağını, kötü dediğimiz insanların bir korkaklar topluluğu olduğunu o kadar iyi biliyoruz ki. bütün bunları en az adımız kadar iyi bilmemize rağmen duyarsız kalıyoruz, vurdumduymazlık yapıp "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyoruz. sanki o yılanın gün gelince bizide sokacağını bilmiyormuşçasına, sanki zulmün bizi bir gün amansızca yakalayacağını bilmiyormuşçasına yaşıyoruz.

en komiğide aslında bizim hiç yenilmez dev gibi gördüğümüz o zalim bir gün ölüp, toprak olunca mezarı başında bir dua edenin bile bulunmamasıdır. hatta zamanında yaptığı zulümlere göz göre göre meydan veren bizlerin zalim ölünce bayram etmesi, "oh be kurtulduk" demesi ne kadar komik değil mi? peki bizim hiç mi suçumuz yok? zalimin zulmünü engelleyebilecek durumdayken müdahale etmeyen bizlerin hiç mi suçu yok ki zalim ölünce bayram ediyoruz? biz böyle vurdumduymaz oldukça yeni zalimler türemiyor mu, yepyeni kötüler üreyip yine zulümlerini iyi insanların üzerinde uygulamıyorlar mı? tüm bunların cevabı aslında çok basit değil mi? hepimiz suçluyuz en az zulmü yapan kötü kadar, hepimiz zulme uğrayanların günahına girdik, korktuk, kaçtık ve sindik. sonuçta hepimiz birer zalim olduk, iyilerin günahına girdik. böyle devam ettikçe, bizler böyle vurdumduymaz oldukça hepimiz bu günahların azabını bu dünyada birer birer çekeceğiz.

işte ulak, zekeriya'nın masalsı dilinden biz izleyicilere kötülere karşı durmanın önemini anlatıyor. kötülerin zulmüne göz göre göre karşı durmayıp zulme ortak olan insanların bir gün azabı en keskin şekilde göreceğini anlatıyor. film o masalsı anlatımında ulak ibrahim karakteri ile aslında bizlere bir yudum "cesaret" zerkediyor. ulak diyor ki zekeriya'nın dilinden, ey insanlar zulme ortak olmayın, kötülerin şerrinden korkmayın, vurdumduymaz olmayın, küçücük bir "cesaret zerresi" dahi kötüleri yenmek için yeterli, yeter ki siz bunu isteyin.

ulak filmi ile ilgili satırlarımı en iyisi şu sözlerle bitireyim. "hepimiz birer gerçektik aslında ve birer masaldık gelip geçen bu dünyadan"

filmin teaser ından alıntı

en derin kuyudan daha derindeydiler.
en karanlık kalpten daha siyahtılar.
hiç umut yoktu.
ve bir gün, heybesinde sırlarla, uzak bir diyardan "o" geldi.
onlara sevmeyi, inanmayı ve cesareti anlattı.
inananlar beklediler çünkü biri daha gelecekti.


bazen tek çare bir hikayeye inanmaktır.

bir deli rüzgar kalmış geriye, o da ulak'ın adını fısıldamış unutmayın diye.

23 Ağustos 2009 Pazar

Dilimizde Erkek İsimlerine Harf Eklenerek Oluşan Kadın İsimleri

türkçede erkek isimlerinin sonuna harf eklenerek oluşmuş kadın isimlerinin listesi aşağıda mevcut bulunmaktadır. bu isimlerin tamamına yakını arapçadan dilimize geçmiştir. yine bu isimler genellikle erkek isimlerinin sonuna (-e) harfi eklenerek oluşmuştur. ör: ali bir erkek ismi olup ali(ye) ise bir kadın ismidir.

1. abit-abide
2. adil-adile
3. akil-akile
4. ali-aliye
5. afif-afife
6. arif-arife
7. asil-asile
8. asım-asıma
9. ati-atiye
10. atıf-atıfe
11. avni-avniye
12. azim-azime
13. aziz-azize
14. bahri-bahriye
15. basri-basriye
16. bedri-bedriye
17. behiç-behice
18. berki-berkiye
19. besim-besime
20. beşir-beşire
21. cahit-cahide
22. celil-celile
23. cemil-cemile
24. daim-daima
25. edip-edibe
26. emin-emine
27. emir-emire
28. enis-enise
29. fahri-fahriye
30. fatin-fatine
31. fazıl-fazıla
32. fecri-fecriye
33. fehim-fehime
34. ferdi-ferdiye
35. ferih-feriha
36. ferit-feride
37. fethi-fethiye
38. fikri-fikriye
39. firuz-firuze
40. galip-galibe
41. gani-ganiye
42. habip-habibe
43. hadi-hadiye
44. halil-halile
45. halim-halime
46. halit-halide
47. hami-hamiye
48. hamis-hamise
49. hamit-hamide
50. hasip-hasibe
51. hatif-hatife
52. hatim-hatime
53. hatip-hatibe
54. hayri-hayriye
55. hilmi-hilmiye
56. hüsnü-hüsnüye/hüsniye
57. irfani-irfaniye
58. kadim-kadime
59. kadir-kadire
60. kamil-kamile
61. kani-kaniye
62. katip-katibe
63. kebir-kebire
64. kerim-kerime
65. latif-latife
66. lemi-lemiye
67. lütfi-lütfiye
68. macit-macide
69. mahbup-mahbube
70. mahir-mahire
71. mahmur-mahmure
72. malik-malike
73. makbul-makbule
74. mebrur-mebrure
75. mecit-mecide
76. melih-meliha
77. mesut-mesude
78. mihri-mihriye
79. muhlis-muhlise
80. munis-munise
81. murat-muradiye
82. müfit-müfide
83. mümin-mümine
84. münir-münire
85. müslim-müslime
86. müslüm-müslüme
87. müşfik-müşfika
88. nabi-nabiye
89. naci-naciye
90. nadi-nadiye
91. nadim-nadime
92. nadir-nadire
93. nafi-nafiye
94. nafiz-nafize
95. nahit-nahide
96. nail-naile
97. naim-naime
98. namık-namıka
99. naşit-naşide
100. nazif-nazife
101. nazir-nazire
102. nazmi-nazmiye
103. nebil-nebile
104. necip-necibe
105. necmi-necmiye
106. nedim-nedime
107. nefis-nefise
108. nesim-nesime
109. nesip-nesibe
110. nezih-nezihe
111. nezir-nezire
112. nuri-nuriye
113. nüvit-nüvide
114. raci-raciye
115. rahim-rahime
116. rahmi-rahmiye
117. rasim-rasime
118. razi-raziye
119. recep-recebiye
120. refik-refika
121. remzi-remziye
122. ruhi-ruhiye
123. sabih-sabiha
124. sabir-sabire
125. sabit-sabite
126. sabri-sabriye
127. sacit-sacide
128. sadi-sadiye
129. sadık-sadıka
130. sadri-sadriye
131. saim-saime
132. sait-saide
133. sakin-sakine
134. salih-saliha
135. sami-samiye
136. samih-samiha
137. samim-samime
138. samir-samire
139. sani-saniye
140. selim-selime
141. semih-semiha
142. semir-semire
143. senih-seniha
144. sıddık-sıddıka/sıdıka
145. sıdkı-sıdkıye
146. sıtkı-sıtkıye
147. şadi-şadiye
148. şakir-şakire
149. şamil-şamile
150. şefik-şefika
151. şekip-şekibe
152. şemi-şemiye
153. şemsi-şemsiye
154. şerif-şerife
155. şevki-şevkiye
156. şükrü-şükrüye/şükriye
157. tahir-tahire
158. tahsin-tahsine
159. tayyip-tayyibe
160. tevfik-tevfika
161. ulvi-ulviye
162. vacip-vacibe
163. vacit-vacide
164. vahip-vahibe
165. vahit-vahide
166. valit-valide
167. vecih-vecihe
168. vehbi-vehbiye
169. veli-veliye
170. velit-velide
171. yaşar-yaşariye
172. zahit-zahide
173. zakir-zakire
174. zarif-zarife
175. zeki-zekiye
176. zühtü-zühtüye/zühtiye
177. zülfü-zülfüye/zülfiye

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Geçmişten Günümüze En İyi Yazarlar Listesi

aşağıda geçmişten günümüze en iyi 100 yazarın bulunduğu liste yer almaktadır. tamamı şahsım tarafından oluşturulmuş ve kişisel görüşlerimi içeren, edebiyatın roman, öykü ve deneme türlerinde eser veren yazarlarından meydana gelmiş listedir. listede yer alan numaralandırmada derece farkı gözetilmemiştir. (listenin birinci sırası ile yüzüncü sırası arasında herhangi bir değerlendirme farkı mevcut değildir)

1. lev nikolayeviç tolstoy (rusya) en önemli eseri, savaş ve barış (roman-1869)
2. fyodor mihayloviç dostoyevski (rusya) en önemli eseri, suç ve ceza (roman-1866)
3. victor hugo (fransa) en önemli eseri, sefiller (roman-1862)
4. ıvan sergeyeviç turgenyev (rusya) en önemli eseri, babalar ve oğullar (roman-1862)
5. miguel de cervantes (ispanya) en önemli eseri, don kişot (roman-1605)
6. maksim gorki (rusya) en önemli eseri, ana (roman-1906)
7. honore de balzac (fransa) en önemli eseri, vadideki zambak (roman-1836)
8. johann wolfgang von goethe (almanya) en önemli eseri, genç werther'in acıları (roman-1774)
9. nikolay vasilyeviç gogol (rusya) en önemli eseri, ölü canlar (roman-1842)
10. aleksandr sergeyeviç puşkin (rusya) en önemli eseri, yevgeni onegin (roman-1833)
11. alexandre dumas (fransa) en önemli eseri, üç silahşörler (roman-1884)
12. michel de montaigne (fransa) en önemli eseri, denemeler (roman-1580)
13. daniel defoe (ingiltere) en önemli eseri, robinson crusoe (roman-1719)
14. gustave flaubert (fransa) en önemli eseri, madam bovary (roman-1857)
15. jules verne (fransa) en önemli eseri, seksen günde devri alem (roman-1872)
16. jack london (abd) en önemli eseri, beyaz diş (roman-1906)
17. john steinbeck (abd) en önemli eseri, fareler ve insanlar (roman-1937)
18. mark twain (samuel langhorne clemens) (abd) en önemli eseri, tom sawyer'ın maceraları (roman-1876)
19. jonathan swift (ingiltere) en önemli eseri, gulliver'in gezileri (roman-1726)
20. lewis carroll (charles lutwidge dodgson) (ingiltere) en önemli eseri, alice harikalar ülkesinde (roman-1865)
21. charles dickens (ingiltere) en önemli eseri, oliver twist (roman-1838)
22. ıvan aleksandroviç gonçarov (rusya) en önemli eseri, oblomov (roman-1859)
23. harriet beecher stowe (abd) en önemli eseri, tom amca'nın kulübesi (roman-1853)
24. antoine de saint-exupéry (fransa) en önemli eseri, küçük prens (roman-1943)
25. émile zola (fransa) en önemli eseri, germinal (roman-1885)
26. anton çehov (rusya) en önemli eseri, köpeğiyle dolaşan kadın (kısa öykü-1899)
27. stendhal (marie-henri beyle) (fransa) en önemli eseri, kırmızı ve siyah (roman-1830)
28. voltaire (françois-marie arouet) (fransa) en önemli eseri, candide (pikaresk roman-1959)
29. herman melville (abd) en önemli eseri, moby-dick (roman-1851)
30. edmondo de amicis (italya) en önemli eseri, çocuk kalbi (roman-1886)
31. ernest hemingway (abd) en önemli eseri, yaşlı adam ve deniz (novella-1952)
32. vladimir nabokov (rusya) en önemli eseri, lolita (roman-1955)
33. albert camus (fransa) en önemli eseri, yabancı (roman-1942)
34. guy de maupassant (fransa) en önemli eseri, pierre ve jean (roman-1887)
35. george orwell (eric arthur blair) (ingiltere) en önemli eseri, 1984 (roman-1949)
36. oscar wilde (irlanda) en önemli eseri, dorian gray'in portresi (roman-1890)
37. jane austen (ingitere) en önemli eseri, gurur ve önyargı (roman-1813)
38. nikos kazancakis (yunanistan) en önemli eseri, zorba (roman-1946)
39. johanna spyri (isviçre) en önemli eseri, heidi (roman-1880)
40. henry james (ingitere) en önemli eseri, bir kadının portresi (roman-1881)
41. boris pasternak (rusya) en önemli eseri, doktor jivago (roman-1958)
42. franz kafka (avusturya) en önemli eseri, dava (roman-1925)
43. andré gide (fransa) en önemli eseri, kalpazanlar (roman-1925)
44. stefan zweig (avusturya) en önemli eseri, satranç (novella-1942)
45. oliver goldsmith (irlanda) en önemli eseri, wakefield papazı (roman-1766)
46. james fenimore cooper (abd) en önemli eseri, son mohikan (roman-1826)
47. henry fielding (ingiltere) en önemli eseri, tom jones (roman-1749)
48. ivo andriç (sırbistan) en önemli eseri, drina köprüsü (roman-1945)
49. sinclair lewis (abd) en önemli eseri, ana cadde (roman-1920)
50. heinrich von kleist (almanya) en önemli eseri, michael kohlhaas (novella-1810)
51. james joyce (irlanda) en önemli eseri, ulysses (roman-1922)
52. james matthew barrie (iskoçya) en önemli eseri, peter pan ve wendy (roman-1911)
53. carlo collodi (carlo lorenzi) (italya) en önemli eseri, pinokyo'nun serüvenleri (roman-1883)
54. eleanor hodgman porter (abd) en önemli eseri, pollyanna (roman-1913)
55. howard pyle (abd) en önemli eseri, robin hood (roman-1883)
56. panait istrati (romanya) en önemli eseri, arkadaş/mihail (roman-1927)
57. virginia woolf (ingiltere) en önemli eseri, mrs. dolloway (roman-1925)
58. robert louis stevenson (iskoçya) en önemli eseri, define adası (roman-1883)
59. pearl s. buck (abd) en önemli eseri, mübarek toprak (roman-1931)
60. emily bronte (ingiltere) en önemli eseri, uğultulu tepeler (roman-1847)
61. charlotte bronte (ingiltere) en önemli eseri, jane eyre (roman-1847)
62. jean paul sartre (fransa) en önemli eseri, bulantı (roman-1938)
63. thomas hardy (ingiltere) en önemli eseri, tess (roman-1891)
64. david herbert lawrence (ingiltere) en önemli eseri, lady chatterley'in sevgilisi (roman-1928)
65. theodore dreiser (abd) en önemli eseri, kızkardeşim carrie (roman-1900)
66. william faulkner (abd) en önemli eseri, ses ve öfke (roman-1929)
67. pierre choderlos de laclos (fransa) en önemli eseri, tehlikeli ilişkiler (roman-1782)
68. sherwood anderson (abd) en önemli eseri, kasabamız (roman-1919)
69. aldous huxley (ingiltere) en önemli eseri, cesur yeni dünya (roman-1932)
70. francis scott key fitzgerald (abd) en önemli eseri, muhteşem gatsby (roman-1925)
71. herbert george wells (ingiltere) en önemli eseri, zaman makinesi (novella-1895)
72. agatha christie (ingiltere) en önemli eseri, roger ackroyd cinayeti (roman-1926)
73. john ronald reuel tolkien (ingiltere) en önemli eseri, yüzüklerin efendisi (roman-1956)
74. rudyard kipling (ingiltere) en önemli eseri, kim (roman-1901)
75. selma lagerlöf (isveç) en önemli eseri, küçük nils holgersson'un yabankazlarıyla maceraları (roman-1906)
76. thomas mann (almanya) en önemli eseri, buddenbrook ailesi (roman-1901)
77. edward morgan forster (ingiltere) en önemli eseri, hindistan'a bir geçit (roman-1924)
78. margaret mitchell (abd) en önemli eseri, rüzgar gibi geçti (roman-1936)
79. anthony burgess (ingiltere) en önemli eseri, otomatik portakal (roman-1962)
80. george eliot (ingiltere) en önemli eseri, middlemarch (roman-1869)
81. aleksandr soljenitsin (rusya) en önemli eseri, ivan denisoviç'in yaşamında bir gün (roman-1962)
82. cengiz aytmatov (kırgızistan) en önemli eseri, gün olur asra bedel (roman-1980)
83. ralph ellison (abd) en önemli eseri, görünmez adam (roman-1953)
84. samuel butler (ingiltere) en önemli eseri, erewhon (roman-1872)
85. joseph conrad (polonya) en önemli eseri, karanlığın yüreği (roman-1902)
86. joseph heller (abd) en önemli eseri, madde 22 (roman-1961)
87. chinua achebe (nijerya) en önemli eseri, ruhum yeniden doğacak (roman-1958)
88. toni morrison (abd) en önemli eseri, sevgili (roman-1987)
89. paulo coelho (brezilya) en önemli eseri, simyacı (roman-1988)
90. gabriel garcia marquez (kolombiya) en önemli eseri, yüzyıllık yalnızlık (roman-1967)
91. stephen king (abd) en önemli eseri, en önemli eseri, medyum (roman-1977)
92. josé saramago (portekiz) en önemli eseri, körlük (roman-1995)
93. paul auster (abd) en önemli eseri, new york üçlemesi (roman-1987)
94. jerome david salinger (abd) en önemli eseri, çavdar tarlasında çocuklar (roman-1951)
95. salman rüşdi (ingiltere) en önemli eseri, geceyarısı çocukları (roman-1980)
96. amin maalouf (lübnan) en önemli eseri, semerkant (roman-1988)
97. john maxwell coetzee (güney afrika) en önemli eseri, utanç (roman-1999)
98. william golding (ingiltere) en önemli eseri, sineklerin tanrısı (roman-1954)
99. günter grass (almanya) en önemli eseri, teneke trampet (roman-1959)
100. khaled hosseini (abd) en önemli eseri, uçurtma avcısı (roman-2003)

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Ol

karanlıkta kaldığımda yolumu aydınlatan fenerim ol
gözlerimden bir kaç damla süzülen sevinç gözyaşım ol
umut yağmurları ol düş çorak topraklarıma
ve bereket getir ruhumun kaybolduğu diyarlara

akan suyundan kana kana içtiğim sevda çeşmesi ol
görünmez ol, gözlerim seni görmese bile
varlığın sarsın fani bedenimi
bembeyaz bir kar tanesi ol
beyazlığınla ört üzerine karalar çalınmış ruhumu
baktıkça sadece seni hatırladığım bir mısra ol
ve bir ömür boyu sürecek toz pembe düşüm ol

söylediklerimin hepsi lafügüzaf belki ne dersin?
her şeyi bıraktım sevgilim ol sadece
sadece bu bile yeterde artar naçiz gönlüme.

4 Ağustos 2009 Salı

Gidiyorum Ben

gidiyorum ben ardımdaki seni görmeden, gidiyorum kalbimde damla damla ıslattığım anılarınla birlikte bu şehirden. gidiyorum sonu olmayan aşkıma bir yudum sonsuzluk katabilmek için. gidiyorum üzerine ölü toprağı serpilmiş bedenimle birlikte. ve gidiyorum yanıp kül olan aşkımın elimde kalan son zerresiyle.

gitmek, unutmak için gitmek, terk etmek bu diyarları ve ardımda bir ben bırakmadan gidebilmek. hani sen derdin ya “beni unutamadıktan sonra gitmenin ne anlamı var?” işte bu mısralar bir cevaptır sana, terk etse ne olur ki naçiz vücudum bu diyarları, ben senin tüm varlığını kalbimden söküp atabilmek için ruhumu kanatlandırıp terk-i diyar ettirdim bu bedenden. ve gidiyorum artık bu yerden sadece kalbime işte gidiyorum diyebilmek için.

Bir Aşktı Benimkisi Sadece Sana Yazılan

bir aşktı benimkisi sadece sana yazılan
yere düşerken eriyip su olan kar taneleri gibi
kalbimden çıkamayıp aklımda yazılı kalan
kaleme dökülemedikçe hüznü beni saran

bir aşktı benimkisi sadece sana yazılan
şiirlerin mısralarında eriyip giden
belkide bir rüyaydı benimkisi
gözyaşlarımla bir hayale akıp giden

bir aşktı benimkisi sadece sana yazılan
karşılıksızca sadece gözlerine olan
bir tutkuydu kalbimden gözlerine akan
ve ben o tutkunun umutsuz esiriydim

bir aşktı benimkisi sadece sana yazılan
gözyaşlarımla damla damla ıslattığım
beni bulutların üzerinde umarsızca gezdiren
bakmaktan kendimi alamadığım güzel gözlerindi

bir aşktı benimkisi sadece sana yazılan
kalbimde bitip tükenmeyen ve sürekli artan
sözlerle anlatamadığım için ateşi kalbimi yakan
ben sadece aşıktım ve ne yazık ki sonu yoktu bu aşkın.

23/12/2007

3 Ağustos 2009 Pazartesi

Hayatımıza Yön Veren Beş Harfli Kelimeler

bu beş harfli kelimelere kader, yazgı ve nasip kelimelerini örnek verebiliriz. bilindiği gibi kader ve yazgı birbirleriyle eş anlamlı kelimelerdir. şimdi bu beş harfli kelimelerin hayatımıza nasıl yön verdiğini inceleyelim.

nasip kelimesi türk insanı için hayatının hep bir parçası olmuştur. türk insanı aşık olduğunda eğer aşkına cevap alamıyorsa "nasip değilmiş ne yapalım" benzeri cümleler kullanır. bunun nedeni o an için nasip kelimesinin kişinin yaşadığı olayı yadsımasını sağlamasıdır. bu kelime aslında o kişi için bir kurtuluş ve kaçınma sözcüğüdür. çünkü reddedilmiştir ve bu reddedilme olayını kendine yedirememektedir. en azından bu kelimeyi kullanarak kendisiyle yüzleşmekten bir an içinde olsa kurtulmuş olur. tabii ki nasip kelimesi sırf aşk konularında kullanılmaz. mesela eğer kazancımız istediğimiz hayat standartlarına uymuyorsa "nasibimiz bu kadarmış" gibi bir cümle kullanırız. bu konuda da nasip kelimesi kaçış noktamızdır. aslına bakılırsa hep daha iyi bir hayat isteyen insanoğlu için bulunduğu ekonomik durumla yetinebilmesine vesile olan bir kurtuluş ve kaçınma kelimesidir. bu kelimenin son kullanıldığı ifade de artık insan hayata karşı umudunu yitirdiğinde "ne yapalım artık işte nasipsizim bir türlü istediğim gibi olmuyor" benzeri cümleler kurmaya başlar. burda ise nasip kelimesi artık kaçınma ya da kurtuluş kelimesi değil umutsuzluğun ifadesidir.

kader kelimesi türk insanı için aslında nasip kelimesinin bir önceki halidir. kader bizim için daha geniş, daha özel bir kavramdır. mutlu olamadığımızda, hayattan beklediklerimizi alamadığımızda sorumlu hep kaderdir aslında. hep kaderimizi sorumlu tutarız. alınyazımız böyle olmasaydı bu durumda olmazdık diye düşünürüz. aşkta, parada, kariyerde başarısız olduğumuzda hep "kahpe kader" deriz, şarkı sözlerimizde, şiirlerimizde çoğunlukla kader kelimesini kullanırız ve aslına bakılırsa hayatımızda giden tüm olumsuzlukların sorumlusu bizler için kader kelimesinde gizlidir.

sonuç: yazının sonunda bir soruyla bu konuyu noktalamak istiyorum. acaba hayatımıza beş harfli kelimelerle yön vermek ne kadar doğru? öyle düşünüyorumki bu sorunun cevabını bulduğumuzda hayatta çok daha başarılı ve mutlu olacağız.

Başkentinin Adıyla Aynı Olan Ülkeler

başkentinin adıyla aynı olan ülkeleri üç grupta toplamak gerekir.

ilk gruptakiler başlıkta da olduğu gibi başkentinin adıyla aynı ada sahip ülkelerdir.

1. cezayir, cezayir
2. cibuti, cibuti
3. san marino, san marino
4. tunus, tunus
5. vatikan, vatikan
6. singapur, singapur

ikinci grup ise kendisiyle aynı adı taşıyan başkentinin sonuna ingilizce city yani şehir kelimesi gelen ülkelerdir.

1. mexico city, meksika
2. guetamala city, guetamala
3. lüksemburg city, lüksemburg
4. kuveyt city, kuveyt
5. panama city, panama

üçüncü grup ise başkenti ülkenin adının bir kısmını taşıyan veya aynı ismi taşımasına rağmen başkentinin ismine farklı ekler gelen ülkelerdir.

1. andorra la vella, andorra
2. san salvador, el salvador
3. bissau, gine bissau
4. sao tome, sao tome ve principe
5. brasilia, brasil/brazil (brezilya)

ismi new kelimesi ile başlayan ülkeler, eyaletler ve şehirler

new ingilizce bir kelime olup türkçe karşılığı yeni demektir. aşağıda listeli halde new kelimesi ile başlayan ülkeler, eyaletler ve şehirler bulunmaktadır.

Abd

1. Newark (şehir) (New Jersey Eyaletinde)
2. Newark (şehir) (California Eyaletinde)
3. Newark (şehir) (Delaware Eyaletinde)
4. Newark (şehir) (Ohio Eyaletinde)
5. Newport News (şehir) (Virginia Eyaletinde)
6. New Haven (şehir) (Connecticut Eyaletinde)
7. New Haven (şehir) (indiana Eyaletinde)
8. New Orleans (şehir) (Louisiana Eyaletinde)
9. New York City (şehir) (New York Eyaletinde)
10. New Britain (şehir) (Connecticut Eyaletinde)
11. New London (şehir) (Connecticut Eyaletinde)
12. New Port Richey (şehir) (Florida Eyaletinde)
13. New Smyrna Beach (şehir) (Florida Eyaletinde)
14. New Albany (şehir) (indiana Eyaletinde)
15. New Castle (şehir) (indiana Eyaletinde)
16. New Castle (şehir) (Pennsylvania Eyaletinde)
17. Newton (şehir) (iowa Eyaletinde)
18. Newton (şehir) (Kansas Eyaletinde)
19. Newton (şehir) (Massachusetts Eyaletinde)
20. Newton (şehir) (North Carolina Eyaletinde)
21. Newport (şehir) (Kentucky Eyaletinde)
22. Newport (şehir) (Rhode island Eyaletinde)
23. New iberia (şehir) (Louisiana Eyaletinde)
24. New Bedford (şehir) (Massachusetts Eyaletinde)
25. Newburyport (şehir) (Massachusetts Eyaletinde)
26. New Carrolton (şehir) (Maryland Eyaletinde)
27. New Baltimore (şehir) (Michigan Eyaletinde)
28. New Brighton (şehir) (Minnesota Eyaletinde)
29. New Hope (şehir) (Minnesota Eyaletinde)
30. New Ulm (şehir) (Minnesota Eyaletinde)
31. New Brunswick (şehir) (New Jersey Eyaletinde)
32. New Rochelle (şehir) (New York Eyaletinde)
33. New Burgh (şehir) (New York Eyaletinde)
34. New Bern (şehir) (North Carolina Eyaletinde)
35. New Franklin (şehir) (Ohio Eyaletinde)
36. New Philadelphia (şehir) (Ohio Eyaletinde)
37. New Berg (şehir) (Oregon Eyaletinde)
38. New Kensington (şehir) (Pennsylvania Eyaletinde)
39. Newberry (şehir) (South Carolina Eyaletinde)
40. New Braunfels (şehir) (Texas Eyaletinde)
41. New Berlin (şehir) (Wisconsin Eyaletinde)
42. New Hampshire (eyalet)
43. New Jersey (eyalet)
44. New Mexico (eyalet)
45. New York (eyalet)

Avustralya


1. Newcastle (şehir) (New South Wales Eyaletinde)
2. New South Wales (Eyalet)

Bahamalar


1. New Providence (Ada)

Birleşik Krallık


1. Newcastle (şehir) (İngiltere içinde yer alıyor)
2. Newport (şehir) (Galler içinde yer alıyor)
3. Newry (şehir) (Kuzey İrlanda içinde yer alıyor)

Guyana

1. New Amsterdam (şehir)

Kanada

1. New Westminster (Şehir) (British Columbia Eyaletinde)
2. Newfoundland and Labrador (Eyalet)
3. New Brunswick (Eyalet)

Papau Yeni Gine


1. New Britain (Ada)
2. New Hanover (Ada-New ireland eyaletinde)
2. New ireland (Eyalet)

Yeni Zelanda

1. New Plymouth (Şehir) (Taranaki Bölgesinde)

Ülkeler


1. New Zealand (Yeni Zelanda-bağımsız ülke)
2. New Caledonia (Yeni Kaledonya-Fransa'ya bağlı ülke)
3. New Guinea [Yeni Gine-içinde Papau Yeni Gine (bağımsız ülke), Papua ve Batı Papua Eyaletleri Bulunmaktadır. (Endonezya'ya ait)]

2 Ağustos 2009 Pazar

Yaşamak

yaşamak, gözlerinde yaşamak, kelimelerin büyülü dünyasında yaşamak. kimi zaman o kadar yalnızım ki bu yaşam denilen kör kuyunun içinde. ve kimi zaman öylesine zor ki sensizlik. bedenim nefessiz kaldı bugün, boğuluyor sensizliğin verdiği acı uğultuların eşliğinde ve özgürlüğünü istiyor yaşam denilen o sonsuzluk halesinden. işte bu gece nefessiz kalmış bedenime bir damla can versin diye nefesini bekliyor kalbim. ve bu sabahın fecrinde gözlerindeki o altın sarısı ışığı görememektir yoksulluğum. bazen kendime soruyorum peki yaşamak nedir? biliyormusun kalbim tek bir cevap veriyor "yaşamak daha sabahın ilk ışıklarında gözlerindeki o altuni ışığı görmektir ve yaşamak senin gözlerindeki zerin zerresinde gizlidir."

1 Ağustos 2009 Cumartesi

Hiçbir Niteliği Olmayan Yarışma Programları

Yarışma programı denilince ülkemizde TRT'nin daha fazla izlenildiği zamanlarda "Bir Kelime Bir İşlem" gibi bilgiyi sınamaya yönelik, kaliteli yarışmalar akla gelirdi. Daha sonraları özel kanalların izlenirliği arttığı 2000'li yılların başlarında özellikle dünyanın bir çok ülkesinde yayınlanan Türkiye'de de ismi "Kim 500 Milyar İster?" olan ilk olarak Show Tv'de Kenan Işık'ın sunumuyla gerçekleştirilen yarışma programı sayesinde ülkemizde yeniden bir yarışma furyası başlamıştı. Tabi bu program iyi rating oranı tutturunca onun kadar kaliteli olmayan kısa süreli yayın hayatına devam edebilmiş taklitleri de çıkmıştır. Fakat bu taklitler "Kim 500 Milyar İster?" kadar kaliteli olmasa da yine de belli bir niteliği olan, bilgiyi sınamaya yönelik programlardı. şimdiye kadar sıralamış olduğum tüm yarışma programlarının bir niteliği, belli bir düzeyi vardı. Şimdi asıl eleştirmiş olduğum yarışma programlarına gelelim. Hiçbir niteliği olmayan bu yarışma programları ilk olarak yurt dışında büyük bir popülarite sağlayan Big Brothers programının devşirilmesinden oluşmuş BBG (Biri Bizi Gözetliyor) adlı programla ülkemizde başlamıştır. Adından da anlaşılabileceği üzre bir eve toplanan kişilerin hayatlarının gözetlenmesinden oluşan garip, hiçbir mânası olmayan, herhangi bir amaç gütmeyen bu programla ülkemizde niteliksiz yarışma programları furyası başlamıştır. Bu programın fazlasıyla rating toplamasından ötürü rating iştahı kabaran televizyon yöneticileri farklı konularda ama aynı kalitesizliği! koruyarak çeşitli yarışma programları düzenlemeye başladılar. Hatta bu programlar öyle bir boyuta taşındı ki bunların bazılarında hem sabah programlarında, hem öğlen vakti canlı yayınlanmak üzere ayrı bir program halinde, hem de akşamları prime time diliminde ayrı bir program halinde yayınlanmaya başladılar. Yani anlaşılacağı üzre bir tv programından üç ayrı program elde etmek gibi bir durumla karşı karşıya kalındı. Bu düzeysiz yarışma programlarıyla yapılan tv izleyicisi halkın izleme algısına bombardıman ederek böyle programları kabul edilebilir ve izlenebilir kılmaktır. Kimisi yayından kalkmış, kimisi ise hâla yayında olan bu programların bazılarını adlarıyla liste halinde belirtelim.

1. Biri Bizi Gözetliyor: Amacı insanların günlük yaşamlarını canlı yayında vererek adeta izleyiciye televizyon röntgencinliği yaptırmaktı.
2. Dokun Bana: Bir otomobile dokunan yarışmacılardan en uzun süre kesintisiz olarak araca dokunanın o otomobili kazanmasına dayanan bir yarışmaydı. Bu programı yarışmacısına işkence yapan yarışmalar listesi yapsak kesinlikle bir numaraya koyabileceğimiz garip bir yarışmaydı.
3. Ben Evleniyorum: 3 kadın ve 12 erkeği bir evde toplayıp bu 3 kadını 12 erkekten seçtikleriyle evlendirmeye kalkan ve yine BBG örneğinde olduğu gibi evin içindeki yaşanılan tüm hayatı canlı yayın veren, yani toplumu röntgencilik yaptırmaya çalışan bir evlilik&yarışma programıydı.
4. Biz Evleniyoruz: Bu programda "Ben Evleniyorum" adlı yarışmanın ad değiştirmiş ve formatında ufak bir değişikliğe gidilmiş haliydi. Bu yarışma 3 erkek 12 kadından oluşan bir format şeklinde yapılmıştı. Aynı düzeysizlik tıpkı Ben Evleniyorum" programında olduğu gibi bu programda da devam etmiştir.
5. Gelinim Olur Musun?: "Ben Evleniyorum", "Biz Evleniyoruz" tarzı programların formatında olan sadece burada potansiyel kaynanaların da bir şekilde programa dahil olduğu rezilliğin diz boyu olup tavan yaptığı gelin&kaynana formatlı bir yarışma programıydı.
6. Size Anne Diyebilir Miyim?: "Gelinim olur musun?" yarışma programının ad ve kanal değiştirmiş halidir. Aynı diz boyu rezillik burada da devam etmiştir.
7. Kalplerde ikinci Bahar: "Biz Evleniyoruz" programının orta yaş grubu için yapılmış olanıdır. Bu programda da tıpkı diğer evlilik yarışmaları gibi yine rezillik tavan yapmıştır.
8. Güzel ve Dahi: Bu program türk televizyonculuk tarihinin en berbat ve en rezil yarışma programıydı. öyle bir rezillik ki, yarışmanın adı bile aslında bu rezilliği anlatmaya yeter. 8 güzel! (sıradan bir bilgiyi dahi bilemeyecek kadar bilgisiz veya bilgisiz numarasına yatan), 8 dahi! (bu yarışmaya katılarak zaten çok üstün! zekâlarını kanıtlamış olan) erkeğin bir evde eşleştirilmesinden oluşan bir yarışma programıydı. Bu programın daha ilk haftasından rezilliğe rezillik katarak kızların yarışmacı erkek partneri önünde masa üzeri dans etmiştir. Allahtan yapılan bu rezillikler RTÜK'ün tepkisini çekmiş ve program erken bir finalle kısa sürede bitirilmiştir.
9. Buzda Dans: Buzda Dans ise bu niteliksiz yarışmalara bir yenilik getirilmiş ve ünlülerde yarışmaya dahil edilmiştir. Yarışmada 10 ünlü! (Asena, Tuğba Ekinci gibi) ve 10 tane de dünyaca ünlü buz pateni sporcusuyla birlikte eşli olarak yarışmışlardır. bu programda ayrıca rating oranlarına tavan yaptırmak için acayip ve sürekli konuştuklarıyla polemik yaratan bir jüri eklenmiş böylece kalitesizliğe yeni bir boyut kazandırılmıştır.
10. Survivor: Acun Ilıcalı'nın sunmuş olduğu yarışmacıların ıssız bir adaya götürülerek orada yarıştırılmasıyla oluşan bir programdır. Bu yarışma o kadar saçma bir programdır ki Türkiye-Yunanistan ve Galatasaray-Fenerbahçe gibi serileride olan ve aşırı rekabet nedenli bir nevi insanları şiddete yönlendiren bir yarışma programıdır. Hatta öyle bir yarışma ki Türkiye-Yunanistan serisinde programın kanalında dönen reklamında bir yarışmacının şu kelimeleri kullandığı görülmektedir; "Yunanlılardan biri ölse var ya, umrumda bile olmaz". böyle ifadeleri olan bir yarışmanın ne kadar kötü ve rezil olduğunu daha fazla anlatmaya lüzum yok sanırım.
11. Fear Factor: Yine Acun Ilıcalı'nun sunduğu bu yarışmanın diğer yarışmalardan bir farkı kalitesizliğinin yanı sıra bir de yarışmanın format olarak da iğrençlikleri barındırmasıdır.
Bir örneği için: http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=69224
Sanırım linkte de görülen görüntülerden sonra bu yarışmayla ilgili fazla bir yorum yapmaya gerek yok.
12. Şarkı Söylemek Lazım: Bu yarışmada müzik camiasının içinde yer almayan ünlülerle! (Esra ve Ceyda Ceyhan kardeşler gibi), şarkıcı olan ünlülerin! (Asuman Krause gibi) eşli olarak birlikte yarıştığı bir programdı. Bu programda hem jüri üyeleri hem de programa katılan yarışmacıların türlü türlü rezillikleriyle türk televizyonculuk tarihine rezillik abidesi olarak damga vurulmuştur.
13. Yemekteyiz: Bu programda yine yurt dışı formatlı olup Türkiye'ye uyarlanmış bir versiyondur. Yarışmada 5 tane çeşitli meslek gruplarından amatör aşçının yemek yaparak yarıştığı bir programdır. Yarışmada her hafta bir başka yarışmacıya diğer yarışmacılar konuk olup evini açan yarışmacının yaptığı yemekleri tadıp eleştirilerini yapmakta ve bunun sonucunda da puan vermektedirler. Yukarıda sayılan diğer yarışmalara göre içerik anlamında biraz daha iyi olmasına rağmen özellikle eleştiri ve puan verme bölümlerinde ciddi anlamda seviyesizlikler yaşanılan bir yarışma programıdır.
14. Var Mısın Yok Musun?: 24 yarışmacının yarışmış olduğu, her hafta bir yarışmacının kutu seçerek tamamen tesadüfi olarak yarışmaya katıldığı ve yarışma esnasında seçtiği kutulara göre büyük miktarlarda (500.000 tl) gibi parayı tamamiyle şansıyla kazandığı bir yarışmadır. bu yarışmanın diğerlerinden farkı kalitesizliği bir yana, insanlara "şansınız yardımıyla da para kazanabilirsiniz imajını vermektedir". Yani topluma bu yarışma "yarışmamıza katılın hiç çalışmanıza da gerek yok, hiç emek harcamadan bakın insanlar nasıl da para kazanıyorlar" fikrini tv yardımıyla insanların beynine yerleştirerek kolay yoldan para kazanmanın "büyüsünü" izleyiciye vermeye çalışmaktadır. Bu programda kalitesizlikten başka sosyolojik olarak da toplumda tahribat yaratan bir durumda söz konusudur.

Sonuç: Hiçbir niteliği olmayan bu yarışma programları izleyici üzerinde ciddi tahribatlara yol açmaktadır. Bu yarışmalar yukarıda da belirtildiği gibi kimi zaman Fear Factor gibi içinde her türlü iğrençliği barındırır şekilde olmakta, kimi zaman ise tıpkı Var Mısın Yok Musun? programında olduğu gibi tamamen şans eseri, kişinin hiçbir niteliğine dayanmadan havadan para kazanmasına yönelik olmaktadır. Yukarıda eleştirilen bu 14 program belirli zaman aralıklarında televizyonlarda yer almış ve ciddi rating oranları toplamıştır. Tabii ki bu programların dışında da niteliksiz bazı yarışma programları televizyonlarda yer almış olsa da burada içlerinden en önemlileri seçilip, eleştiri konusu edilmiştir. Aslında en önemli soru şudur, Türk halkı nasıl oluyor da bu kadar seviyesiz yarışma programlarını izleyebiliyor? bu sorunun cevabı aslında çok basit. Belli başlı bilinen, büyük televizyon kanallarında prime time denilen insanların en çok televizyon izlediği zaman diliminde yayınlanan tüm tv programları seviyesiz hatta vasat bile denemeyecek kadar kötü olduğu için doğal olarak izleyicilerde bu kötü programlar arasından seçim yapmak durumunda kalmaktadırlar. Yani izleyici o an bu kötü yarışmalardan birisini izlemese dahi belki başka bir büyük! tv kanalında kalitesiz bir diziyi veya seviyesiz bir magazin programını izleyecektir. O yüzden bu programları izliyorlar diye izleyiciyi suçlamaya hakkımız bulunmamaktadır. Burada asıl suçlanması gereken gözleri rating hırsı bürümüş televizyon yöneticileri ve bu programları yeterli düzeyde denetlemeyen RTÜK'tür.